12 Mayıs 2009 Salı

KÜRESELLEŞME VE YERELLEŞME = ULUS DEVLETİN SONU ( MU?)

Özellikle seksenlerden sonra küreselleşme olgusu hızlı bir ivme kazanarak tüm dünyayı saran bir politika halini aldı. Hernekadar küreselleşme denince akla ilk gelen ekonomik boyutu olsa da özünde küreselleşme; dünyanın bir merkezde ekonomik, siyasal, sosyal -kültürel ve toplumsal- açıdan değişime, dönüşüme ve etkileşime açık tek bir alan olarak düşünülme sürecidir. Bu süreçteki etkileşim ve dönüşüm de bir noktadan sonra önüne geçilemeyen kaçınılmaz bir değişim olarak ortaya çıkmaktadır yani bir anlamda, küreselleşme bütün toplumların ayak uydurmak zorunda olduğu bir süreçtir.
Küreselleşme ile birlikte demokrasi, insan hakları, özgürlük, sermayenin dönüşümü, çevre sorunları evrensel bir nitelik kazanırken ulus devlet yapılanması da katılım, özgürlükçü, esneklik, demokratikleşme, hesap verilebilirlik ve en önemlisi yerelleşme gibi güçlü eğilimlerin baskısı altında yeniden şekillenmeye zorlanmaktadır. Bu çerçevede devletin küçülmesi, değişimi, özelleştirme, siyasal reformlar, sosyo-ekonomik politikalarda dönüşümler gibi stratejiler ülkelerin temel politikaları haline gelmektedir.
Yerelleşme kavramı da bu “yeniden yapılanma” sürecinin önemli bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Yerelleşme ile amaçlanan; yetkilerinin fazla olmasından kaynaklı aşırı bürokratik, hantal ve verimsiz hale gelen devletin küçültülmesidir. Merkezi yönetim yapısının küçültülmesi ve denetimin azaltılması, buna karşın yerel yönetimlerin daha etkin hale getirilerek, yerel halkın denetiminin ve katılımının arttırılması, hizmetin yerinden yönetim ilkelerine göre ve yerel özerklik çerçevesinde yerine getirilmesi temel hedef olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu gelişmelerden sonra, temeli 1648 Westfalya Barışı’na dayanan sonrasında büyük Fransız Devrimine varan süreçte ortaya çıkan ulus-devlet modelinin egemenliğini giderek yitirdiği ve küresel ve yerel aktörlerin eline bıraktığı tezleri ortaya atılmakta. Ulus devletin en önemli üç özelliğinden ilki; kapitalist üretim tarzının ulus devlet için model olması ve ulusal bir burjuvazinin hakim olmasıdır. Bu özelliği hernekadar küreselleşmenin ve kapitalist sermayenin amacıyla örtüşse de ulusal burjuvazinin hakimiyeti küreselleşmenin amacı önünde bir engel olarak durmakta. Ulus devlet’in ikinci özelliği sosyal yönüyle alakalı olarak; devletin dil ve kültür ortaklığına dayanmasıdır. Burada ulusun devlete bir önceliği söz konusu değildir, devleti yaratan ulus değil, ulusu yaratan devlettir. Bu bakımdan yerelleşme ve küreselleşme hareketlerinin bireylerin ulus kimliğinden öte birey kimliğine vurgu yapması ve bireye bu alanda düşünme ve hareket etme özgürlüğü yaratması ulus devletin sosyal yönünü olumsuz etkileyen bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Üçüncü ve son özellik; ulus devletin diğer ulus devletler ile etkileşimi yönetmesi ve sömürgeleri üzerindeki egemenliğini korumasıdır. İşte bu noktada küreselleşme ve yerelleşme hareketleri belki de ulus devlet karşısında en büyük tehlikelerden biridir, ulus devletin hem sömürgeleri arasındaki hem de diğer devletlerle arasındaki uluslararası ilişkilerinde küresel ve yerel hareket etme zorunluluğunun olması egemenliğin güç kaybetmesi anlamına gelmektedir.
Küreselleşme ve yerelleşme kavramları birbirine zıt kavramlar olarak düşünülse de, küreselleşmenin yerelleşme eğilimlerini güçlendirdiğini söylemek mümkün. Küreselleşme ulus devlet kavramını ve ulus devletler arasındaki uluslararası ilişkilerin yapısını dönüştürürken buna karşılık yerelleşme ise küreselleşme eğiliminin kendi bünyesinde taşıdığı tekdüze ve merkeziyetçi yapılanmaya karşı, tarihsel, kültürel ve fiziksel yerel kimlikleri yeniden üreterek ve birbirine eklemleyerek daha insani ve yaşanabilir bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmaktadır. Bu gelişmeler karşısında ulus devlet hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkeler bakımından işlevselliğini giderek kaybetmekte. Gelişmekte olan ülkeler daha tutucu olarak gözükse de ekonomik gelişme umudu ve sosyal reformlar bu dönüşümü cazip kılmakta, gelişmiş ülkeler ise zaten “amaca giden her yol mübahtır” felsefesiyle hareket ederek ulus devleti çoktan bir yana bırakıp küresel devlet’te başrolü kapmak için savaş içerisine girmiş durumda.

1 yorum:

  1. Casinos Near Casino Lake Tahoe - MapYRO
    Best Casinos near Casino Lake Tahoe · Highway 50, Stateline, NV 89449 · Best Lake 제주도 출장마사지 Tahoe Hotels & Resorts · 전주 출장마사지 Best Casino Lake Tahoe · 충청북도 출장샵 Holiday Inn & 춘천 출장샵 Suites Lake Tahoe. 광명 출장샵

    YanıtlaSil

İzleyiciler

Hakkımda

İstanbul, Türkiye
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MAHALLİ İDARELER VE YERİNDEN YÖNETİM